hibrit bulut ve yapay zekanın gücü ile geleceği şekillendirin" decoding="async" loading="lazy" />Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin ile bulut teknolojileri, Sanallaştırma ve yapay zekanın geleceği üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Red Hat OpenShift’in işletmelere sunduğu avantajları, mevcut sanallaştırma yatırımlarının nasıl korunabileceğini ve yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonuyla sağlanan yenilikleri tüm detaylarıyla konuştuk.
Red Hat OpenShift Sanallaştırma, mevcut sanal makinelerin buluta geçişini nasıl kolaylaştırıyor?
Sanallaştırma, son 15-20 yıldır sektörümüzün önemli bir konusu. Ancak, dijital dönüşümün itici güçlerinden biri olarak son yıllarda daha da ön plana çıktı. Sanallaştırma, işletmelerin bilgi teknolojisi altyapılarını daha esnek, verimli ve maliyet-etkin hale getirmesine olanak tanır. Red Hat OpenShift, bu noktada dikkat çeken bir hibrit bulut uygulama platformudur. Hem sanal makineleri çalıştırma hem de uygulama geliştirme, dağıtım ve yönetimi için tam bir yaşam döngüsü sunarak diğer sanallaştırma ürünlerinden ayrılır. Ayrıca, bulut-native, yapay zeka ve geleneksel iş yüklerini destekleyerek geniş bir kullanım alanı sağlar. Bunun yanı sıra, hibrit bulut ortamlarında güçlü bir performans sunarak uygulamaların veri merkezleri ve bulut arasında esnek bir şekilde dağıtılmasını sağlıyor. Red Hat Enterprise Linux üzerine kurulu olması, güvenlik açısından üst düzey koruma sunarken, dünyanın en büyük şirketleri tarafından tercih edilmesini de beraberinde getiriyor.
Mevcut sanallaştırma yatırımlarını korurken altyapı modernizasyonu için nasıl bir yol sunuyorsunuz?
Red Hat OpenShift Sanallaştırma, mevcut VM iş yüklerini OpenShift’in konteyner platformuna entegre ederek kademeli bir geçiş stratejisi sunuyor. Bu geçiş, şirketlerin mevcut sanallaştırma yatırımlarını korumalarına olanak tanırken, modernizasyon sürecini de kesintisiz bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı oluyor. Red Hat’in Migration Toolkit for Virtualization (MTV) aracı, VMware vSphere gibi mevcut sanallaştırma platformlarındaki iş yüklerini kolayca OpenShift Sanallaştırma ortamına taşıyor. Bu sayede, eski altyapılar yeniden kullanılabilirken, şirketler de dijital dönüşüm yolculuklarında önemli bir adım atmış oluyor.
RHEL AI ve OpenShift AI, yapay zeka alanında ne gibi yenilikler sunuyor? Kurumlar bu çözümleri kullanarak nasıl bir fark yaratabilir?
RHEL AI ve OpenShift AI, yapay zeka alanında sunduğu yeniliklerle kurumlara önemli avantajlar sağlıyor. RHEL AI, kurumların üretken yapay zeka inovasyonunu Açık Kaynak topluluğunun desteğiyle daha geniş bir ölçekte kullanmalarına olanak tanır. Bu çözüm, genel yapay zeka modellerini uyarlayarak, alan uzmanlarının ve geliştiricilerin kapsamlı veri bilimi bilgisi olmaksızın iş gereksinimlerine uygun hale getirilmesini kolaylaştırır. Ayrıca, güvenilir kurumsal ürün desteği ve genişletilmiş model yaşam döngüsü desteği gibi avantajlarla kurumların yapay zekadan tam anlamıyla yararlanmasını sağlar. Örneğin, Dell Technologies ile iş birliği yaparak, RHEL AI iş yüklerini hibrit bulut genelinde daha tutarlı bir şekilde sunmayı hedefliyoruz.
OpenShift AI ise, yapay zeka modellerini hızlandırmak ve yönetmek için Red Hat’in açık kaynak yaklaşımını kullanır. OpenShift AI, yapay zekanın hızla geliştirilip hizmete alınmasını sağlayarak, kurumların esnekliğini artırıyor. Aynı araç ve kavramlarla yapay zeka modellerini ölçeklendirir ve dağıtır, bu da kurumların yapay zekayı hızlıca iş süreçlerine entegre etmelerini kolaylaştırır. Sonuç olarak, RHEL AI ve OpenShift AI, yapay zekanın kurumsal süreçlere entegre edilmesini hızlandırır ve verimliliği artıran yenilikçi çözümler sunuyor.
Küresel çapta yenilenen Red Hat Partner Connect programı, iş ortaklarına hangi yeni avantajları sunuyor? Bu dönüşüm, iş birliği süreçlerini nasıl etkiliyor?
Yenilenen Red Hat Partner Connect programı, iş ortaklarımıza birçok yeni avantaj sunuyor. Öncelikle, standartlaştırılmış bir iş ortağı deneyimi oluşturarak işlemleri daha basit ve şeffaf hale getirdik. Bu, iş ortaklarımızın katılımını ve uzmanlığını daha iyi değerlendirebilmelerini sağlıyor. Ayrıca, üretim yeteneklerini artırmak ve hızlandırmak isteyen iş ortakları için teşvikleri kolaylaştırıyoruz. Bu sayede, iş ortaklarımız daha verimli hale gelerek gelirlerini artırma fırsatına sahip oluyorlar.
Modüler bir tasarım uygulayarak iş ortaklarımıza kendi iş hedefleriyle uyumlu belirli faaliyetler için puan kazanma imkanı sağlıyoruz. İş ortaklarımız, iş önceliklerine göre hangi faaliyetleri seçmek istediklerine karar verebilir ve bu da kârlılıklarını artırmalarına yardımcı oluyor. Gelişmiş dijital deneyim sayesinde, Red Hat Partner Connect aracılığıyla sunduğumuz araçlar ve kritik kaynaklar, iş ortaklarımızın iş süreçlerini kolaylaştırıyor. Yeni arayüz, kullanıcı etkileşimlerini basitleştiriyor ve işlerin kaydedilmesi ile yeni fırsatlar için daha fazla görünürlük sağlıyor.
Red Hat olarak, yeni nesil teknoloji uzmanlarının gelişimine katkınız nedir?
Red Hat olarak, yeni nesil açık kaynak ve teknoloji uzmanlarının gelişimini desteklemek amacıyla sunduğumuz danışmanlık hizmetleri ve eğitimler, yetenek açığını kapatmayı hedefliyor. Bu da sektördeki inovasyon potansiyelini açığa çıkarmak için kritik bir adım. Eğitimlerimiz ve mentorluk programlarımız aracılığıyla, katılımcılara hem teknik bilgi hem de uygulama becerileri kazandırarak, bu alanda önemli bir boşluğu dolduruyoruz.
Sonuç olarak, Red Hat’ın dijital dönüşümdeki öncü rolü, sanallaştırma ve yapay zeka çözümleriyle desteklenerek kurumların geleceğe daha güçlü bir şekilde adım atmasına olanak tanıyor.
Yorum ekleyin